19 Şubat 2014 Çarşamba
Sis
Uzun zamandır bu kadar sisli bir havada yürümedim, metrodan meydana çıkarken küçük çapta patlama oldu sandım. Huzursuz oldum yani fazla griydi her yer...
Otobüsle köprüden geçerken sisin arkasındakine bakmaya çalıştım, ardında gizleneni sanki hiç bilmiyormuşum gibi...Ve dedim ki: Belki de İstanbul' a sisli gözlerle bakmak gerekiyor, görünmeyen ardında merakı getiriyor. Görmek istemediğimiz, gördüğümüzde mutsuz olacağımız şeylerin üzeri gri örtüyle kaplı olduğundan, içinde kendine özgü gizemiyle, bakışından soruları olduğu anlaşılan insanları düşündürüyor. Üzeri kapalı olan yoruma açıktır. Hayal kurup tahminler yapabilirsin genelde, hayaldeki gerçek olandan hep üstündür, görkemlidir. Sisi kaldırsan belki içinde görkem ne arar? (böyle olması daha mı iyi, o sis hiç mi kalkmasa)...
Bunları sordum, düşündüm ve bakmak-görmek istemediğim yerlere fıs fıs sis mi sıksak dedim, hemen vazgeçtim. Aslında bazıları zaten sisle yaşıyor, gözlerinden kalkmayan o perde; kötülükleri kapatıyor, erteleme kaygısı gütmeden düşünmüyor, üzülmüyor ve kaygılanmıyor. Farkında değiller, ama sis onların hayatlarını kolaylaştırıyor.
Şehir güçlükler içinde, yorulduğunu sisle haykırıyor.
(Yazarken dinledim ve paylaştım.)
http://www.youtube.com/watch?v=1tOyb7zu_0g
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)