18 Aralık 2012 Salı

Okuduklarımdan :Hayatını Seç


2012'nin son çeyreğinde okuma konusunda hız kazandım gerçekten,bir süre ara vermiştim ama çok iyi kitaplar okudum kısa sayılabilecek bu süre içinde.

Birçok yeni yazarla ve farklı türden kitaplarla tanışma fırsatım oldu.2012'nin verimli bir süreciydi bu dilim.

İşte o son çeyrekte okuduğum kitaplardan biri daha : Hayatını Seç,Mert Çuhadaroğlu'nun kaleminden.


Okuduğum kitapları değerlendirirken bir tedirginlik hissederim bazen.İçimden;kendi alanımdayım,ayrıca iddia kaygım olmadığı için benceleri okuyorsunuz burada zaten diyerek tedirginliğime son vermeye çalışıyorum.Laf aramızda okuma önerilerim genelde işe yarar olmuştur yalnız :)

Kitabımıza gelirsek,öncelikle Hayatını Seç ciddi manada okuduğum ilk kişisel gelişim kitabı olmasıyla birlikte yazarının da ilk kitabı.

Bu alanda okuma yaptığım ilk kitap olması,kitap hakkında bu satırları yazarken bendeki tedirginlik sebebi aslında.Hayatını Seç kitabının yayına çıkma sürecinden haberim vardı,bir süredir sosyal medyadan takip ediyordum.TÜYAP için liste hazırlıkları yaparken,almayı planladığım kitaplar arasında yeri üst sıralardaydı.Fuar günü geldi ve kitabım kütüphanemdeki yerini aldı.Tek eksiği imzası yok, bu sorunu da çözeceğiz yakında diye umuyorum :)

Okuduğum kitapları ruh halime göre planlıyorum genelde,spontane seçimler yaparak okumaya başlıyorum.Sabahattin Ali'yi okurken Hayatını Seç'e başlamak istedim hızlı bir kararla,kendimi ve düşüncelerimi sorguladığım bir zamandı hatırlıyorum.Okuduktan sonra dedim ki ; içinde bulunduğum süreçte gerçekten okumam gereken bir kitapmış.

Şöyle bir parantez açmak istiyorum,sadece kitap hakkında konuşmuyorum farkındayım kendimden çok bahsediyorum ama bu kitapta ana unsur sizsiniz zaten,yani benim çıkarımım bu da ;)

Okur tarafından Kişisel Gelişim kitaplarına ya da içindeki mesajlara ön yargıyla bakılır bazen,bu noktada ben bu alana yabancı değilim dolaylı olarak,evde hatırı sayılır bir kitaplık var bu alanda,ama benim derin bir ilgim yoktu.Şu var bu alana hangi kitapla başladığınız sorusu önemli olabilir,ben yaptığım başlangıçtan memnunum kitabı bloğuma almam sebebim de bu nokta olabilir.Ayrıca bu alan için okumalarım devam edecek.

Yazarın samimiyeti ve akıcılık benim açımdan önemli kriterler,okurken göreceksiniz bu anlamda iyi bir okuma oldu.Teknik anlamda ayrıntılı değerlendirmeyi uzmanlara bırakıyorum :) Yalnız kitapta yer alan bazı terimler ilginç gelebilir yeni duyanlar için,ama yazar gayet açıklayıcı ve somut hale getirmiş bence anlaşılır kılınmış o noktalar da.Yer yer egzersizlerle karşılacaksınız okuma sürecinizde,yazarın egzersiz örneklerinde kendinden bahsetmesi benim için ayrı bir hoşluk.3.tekil kişi üzerinden gitme yöntemi de tercih edilebilirdi.(İşte bu noktada belki benim bilgi eksikliğim olabilir,kişisel gelişim kitaplarında yazarlar benli anlatımı mı tercih eder sorusunun cevabı bende yok :) )

Benim için doğru zamanda,aslında belki de ihtiyacım olan zamanda okumuş olduğum kitaplar arasında yer aldığı için Hayatını Seç okuduktan sonra bende iyi izler bıraktı.

Okumanızı öneriyorum,çünkü ben okuduklarım üzerinden kendi adıma uygulamalara başladım,yani kitabın beni etkisine almış olduğunu fark ettiğiniz üzere :) Zaman zaman tökezliyorum,her şey mükemmel değil.Egzersizlerde ve yapacağınız değerlendirmelerde kendinize karşı samimiyetiniz önemli,bu aşamalarda verimlilik adına önerilerim olsun okuma sürecinizde.Ben de dikkat edeceğim söylediğim hususlara,daha sonraki okumalarım için.

Çizilen cümlelerime yer vermiyorum bu yazımda,ayrıca eklemeyi planlıyorum ikinci okumam sonrasında ;) Bu sebeplerle iyi bir final yapamadım sanırım.

Son olarak yazarımızın emeğine,kalemine sağlık diyorum.Yeni eserlerini okumayı bekliyorum çıkış noktam olarak ilk kitabını göstererek. :)










22 Kasım 2012 Perşembe

Okuduklarımdan..Tuhaf Alışkanlıklar Kitabı


Uzun zamandır yazamadım yine birikti okuduklarım,sanırım benim için kısa bir dönemde yazı patlaması göreceğiz,ama bakalım ne zaman ? Tuhaf Alışkanlıklar Kitabı'yla yola çıkarak bendeki bu tuhaflığa artık son verip yazayım dedim.


Tuhaf Alışkanlıklar Kitabı'na gelirsek...Keyifli,güzel bir okuma oldu benim için hatta kısa sürdü okuma yolculuğumuz.Pazartesi günü TÜYAP'tan imzalı olarak aldım,bir günde bitirdim.Güzel şeyler çabuk bitermiş,bitmeseydi dedim ama hoş bir tat bıraktı geride...

Okurken kimi zaman güldüm,bazı noktalarda bende de aynısı dedim,kimi yerde ama insan kendine eziyet eder mi dedim.Daha neler...
 Çıkarılan sonuç : Ben de tuhafım tabi ki...

Mesela;gereksiz kontrol huyum var arada,7 sayısının benle bir alakası var ama çözeceğim bakalım,arada nükseden alma takıntısı:özellikle kitap ve kırtasiyelik eşya;üzerine mükemmeliyetçiliği de sayarsak ki bu hepsine bedel sanırım,...Bu liste uzamadan ve daha niceleri aklıma gelmeden sustum ben :)

Okumanızı öneririm,gerçekten.Keyifli,hoş bir okuma sizleri bekliyor.Herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği tanımadığınız 126 yazarla yolunuzun kesişebileceği güzel bir yolculuk...

1 Ekim 2012 Pazartesi

Okuduklarımdan... Diş İle Düş Arasında


Aslında blog açma fikrimin netlik kazanmasında büyük rolü var Diş İle Düş Arasında'nın.Okuduklarımı yorumlamaktan,onlar üzerinde düşünüp,paylaşma arzusunda olmama ve hakkında fikirlerimi paylaşacağım ilk kitap olarak yerini alıyor.
Benim için herhangi bir kitap olmanın da ötesinde hikayesiyle aklımda yer edecek:Twitterda gördüğüm tweeti retweet ederek şansımı denediğim ve yazarından imzalı olarak elime gelmiş bir kitap...Yani o şanslı kişiler arasındayım.
İlk gördüğümde bir gün okurum dediğim,ancak elime alır almaz sayfaları arasında kaybolduğum,okuma süreci kısa süren bir kitap oldu benim için.Başta güzel tasarımıyla beni etkileyen,okuduğum bölümlerde kendimden bir şeyler bulduğum,ortak paydada buluştuğumuz cümlelere rastladığım bir okumaydı.


Benim için çizilen cümleleriyle Diş İle Düş Arasında:


  • Bir İnsan Niçin Yazmak İster ?

İçinde konuşan insanları ve onların konuştuklarını daha fazla durduramadığı için;
İçindeki bir insanla,dışındaki bir insanın çok iyi anlaştığını ya da itiştiğini görmek için.


  • Okuduğum ya da okuyacağım satırlarda kendimi ve tepesinden bastırılmış ruhumu mu arıyorum,ucundan da olsa bulacağımı hayal ederek ?
  • Çok ama çok sevesim var.Kaliteli bir sevgi sunacağımı bilmenin güveniyle açtığım kalp kapılarımı,bunu anlayamayacak insanların kapamasını istemiyorum;yani o kadar da cömert değilim.
  • Akrabalık aynı burnun,gözlerin ve hatta bakışların bir arada olabildiği ama yaşama bakışların tümüyle farklı olabildiği bir matematik denklemidir,çok bilinmeyenli.
  • Halbuki ben insanları ve olayları "görmek istediğim gibi" görmemeyi ve beklentiye girmeme telkinini ve emrini verip durmamış mıydım kendime hep ?
  • ...

Çizilen cümlelerim bu kadar değil daha çoklar,yalnız her okumamda beni farklı cümlelere götüreceğini bildiğim için en iyisi burada bırakayım diyorum.
Keyifli ve güzel bir okumaydı sonuç olarak.

Müge Sandıkçıoğlu'na buradan tekrar teşekkür ediyorum,tanıdığıma memnun olduğum ve bana verilebilecek en güzel hediyelerden birini verdiği için çok mutlu oldum,kalemine,emeğine sağlık...


30 Eylül 2012 Pazar

Giriş


Zamanı dolu dolu geçirme isteğim var,düşünmek ve de düşünmeyi ertelemek istediklerim de...Zihnim sürekli yoğun olsun,fazla düşünmeyeyim dediğim bir süreç işte..
Uzun bir süre kitaplarımla olmak istiyorum,okumak,okudukça çizilen cümlelerim olsun onlar hakkında düşüneyim istiyorum.Kimi okuduklarım düşünmekten kaçtığım noktalara sürüklese de beni,bu noktada elden daha fazlası da gelmez okuduğuma da hükmedemem diye geçiştiriyorum.Aynı şarkıları dinlemek ve onlarda kaybolmak istiyorum...Aslında çok şey istiyorum ya da çok şey istiyor gibi görünüp tek bir şeyi gerçekten istiyorum.
Ara ara yazarım,bir süredir yazı yazarak kendime ciddi anlamda vakit ayırdığımı söyleyebilirim.Blog açmak gibi bir fikrim yoktu ve kendime karşı biraz mükemmeliyetçi olmamdan ötürü yazmaya değer ne var da böyle çabalardasın diyorum,okuduğum değerli yazarların yanında... diye devam eden bir iç konuşma işte..İçinde bulunduğum dönemde biraz da değişik şeylerle uğraşma arzusunda olmam sebebiyle,kendin için küçük bir alan oluştur Cansu dedim.Sadece kendi alanın,iddiasız,içinden gelenlerden oluşmuş bir yer...
Blog olayını ve işin teknik ıvır zıvırlarıyla uğraştığım şu saatlerde,zamanla burayı da çözerim dilekleriyle kafamdaki soru işaretlerini durduruyorum.Neler paylaşırım,niye açtım bu bloğu diye sorarsam da kendime;izlediğim oyunlar,okuduğum kitaplar ve en önemlisi düşündüklerimi aktarıp kendi küçük arşivimi oluşturabileceğim bir saha olacak aklımda şu an ki varlığıyla...
Bu durumda tek bir şey derim " söz uçar,yazı kalır" kendim için attığım bu adımın devamının olması ümidiyle...